Eskiler çok
iyi hatırlar, söz senetti, ağızdan çıktımı geri dönüşü yoktu.
O zamanda
para vardı! Fakat “kimse bu kadar kişiliğini paraya satar durumda değildi”.
Bir büyük
konuştu mu küçüğün ona karşı çıkması çok abes görülür, Fakat Büyük doğruyu
konuşurdu. Paranın zamanla baş aktör olarak sahneye çıktıktan sonra
Yiğitlik,
Mertlik, açık sözlülük pazarda satılır olmuş ama, alan yok!…
Konu malum,
İnsanların
hayatını bire bir ilgilendiren siyaset ve siyasetçi.
Çok uzun
süredir tanımıyorum Akayı, gerçi Gazeteci kimliğimden dolayı önceden bilirim.
Fakat Seyhan Belediye Başkanı gösterildiğinde bende itiraz ettiğim biriydi Akif
Kemal Akay.
İnsan yanılır,
sonrası hatasını anladığında gereğini yapmıyorsa taraflı davranıyordur.
Mesele şu,
Akif Kemal
Akay göreve geleli 3 yıl oldu, kötü niyetli olanlar! önce Başkan’ın yaşıyla
uğraştı, sonrası kadrosunu dedikodu yapar haldeyken kendileri hiçbir şey
üretmedi. Düşünün, Hiçbir meclis üyesi kendisi tarafından belirlenmemiş bir
çalışma gurubu ile çalışmak diğer muhalif üyelerle çalışmaktan ne farkı var?
Yaşı geç,
Fikirleri genç olan bir Başkan. Yaptıklarına bir bakalım, Seyhan’ın yıllarca
geri kalmış mahallerinde Bilgi evleri kurup kadının çarşafını yıllarca istismar
eden gurubun ekmeğini elinden alıp o kadınların o bilgi evlerinde neler
yaptığını gördünüz mü?
Seytimi
anlatmaya gerek yok, kom post gübre üretimi, Tarım için yeni ürünler denemek
her Belediye Başkan’ın yapmadığı şeyler.
Benim asıl
siyasette açmak istediğim konu şu, Halk Koltuğa kimi getirdi ise bu halk
kendine hep yüksekten bakan politikacılarla yaşadı. Bu yönüyle Akay herkes gibi
bana da sevecen gelen özelliğidir. Bir sorun oldu mu o kişiyle arkadaş edasında
konuşması her dem kendine artı getirmiştir, Türk toplumun en çok aradığı
özellik bunlardan birisidir.
Kendi
partisinde yanlış gördüğü konuda sert şekilde eleştirmesi, herkesten çok
işçisine zam vermesine rağmen! grev kararı alan işçisine kin beslemeyen bir
Devrimcidir Akay. Evet, bugün hiç adetim
olmayan bir yazı aldım kaleme, hayatta böyle değil midir? Hak edenin hak
ettiğini vermediğimiz ülkemizde kim ne demiş çok mu önemli? Yaşadığımız “kara
Cuma” diye adlandırdığım “Havaalanıma sahip çıkıyorum” mitinginde Gazetecinin
Dayak yemesi, sonrası iki gazetecinin Meclis üyesi tarafından hakaret edilmesini
hangi CHP ‘li sindirebilir meselesini en çok kendine görev addedip Gazeteciyi
arayıp bir Baba şefkati ile onu teskin edende Akif Akay’dır. Biz Gazeteciler
çok övgü kelimesini bilmeyiz, ama Gazeteci dediklerim bu yorum içinde.
Kelimeleri uzatmak
değil gayem. Ama, haklıyı hakka verip ülkenin böyle siyasetçilere prim vermek
tir gayemiz.
Son olarak kendisini
bir yazımda sert eleştirmiştim, arayıp Bir Baba şefkati ile konuyu tartışması da
ayrı bir konu.