admin | 08 Mayıs 2019 | Alt Manşet, Genel, Gündem, Manşet, Son Dakika, Sürmanşet, Tüm Manşetler, Yerel Haberler A- A+
HİJYEN KOŞULLARI İYİLEŞTİKÇE
ASTIM VE ALERJİ ARTIYOR
Genetik yatkınlığı olan bireylerde görülen alerji, vücudun normalde sağlıklı bireylerin reaksiyon vermediği maddelere karşı aşırı reaksiyon vermesi halidir. Bir alerjene karşı reaksiyon verebilmek için bireyin önceden o alerjenle karşılaşıp ona duyarlı hale gelmesi gerektiğini söyleyen Acıbadem Adana Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doktor Gamze Uçar, ülke, kıta veya iklim geçişlerinde alerjenlerin yoğunluğu, çeşitliliği ve yapısının değiştiğini belirtiyor.
Savunma sisteminin hafızası işbaşında!
Alerjiye yatkın bir bireyin savunma sistemi, bir alerjenle karşılaştığında ona karşı IgE antikoru üreterek onu hafızasına alıyor. Böylece alerjenle tekrar karşılaştığında onu tanıyarak hızla reaksiyon veriyor. Polen alerjisi olan bir kişinin daha önce polenle karşılaşıp buna duyarlı hale gelmiş olması gibi. Polen gibi alerjenler vücuda girdikten sonra daha önceki temas sonrası kendine karşı üretilmiş IgE’lere giderek onlara bağlanıyor. Sonrasında da başta histamin olmak üzere alerjik iltihaba neden olan bazı maddeler kanda salgılanıyor. Bunun ardından düz kaslarda kasılma, damarlarda genişleme, damar geçirgenliğinde artış ve ödeme bağlı olarak hapşırık, burun akıntısı, burun, boğaz, damak, kulak kaşıntısı, gözlerde sulanma, kaşınma, cilt döküntüsü gibi yakınmalar ortaya çıkıyor. Bu alerjik yakınmalar alerjik olunan maddeyle her karşılaşıldığında tekrar ediyor.
Daha iyi yaşam koşullarında daha çok astım ve alerji görülüyor
Astım ve alerjinin modernleşme ile ilgili olduğunu belirten Dr. Gamze Uçar, 1700’lerde Londra’da alerjik nezlenin çok ender bir hastalık olduğunu, sadece üst sınıftan kişilerde görüldüğünü aktarıyor. Bu kişilerde alerjik nezle olmasının nedeni olarak da halkın yaşadığı tozlu ortamlara alışık olmamaları gösteriliyor.