Emek Hırsızı

SÜLEYMAN YALÇIN

gercekadana01@gmail.com

Hırsız Deyince illa aklınıza birinin malını

mülkünü çalan gelmesin.

Her daim deriz ya;

Emek yücedir,

Emek çalışmak ister,

Emek özveri ister,

ama…

Bazen sen emek sarf edersin, birileri gelir, senin emeğin üzerinden kazanç elde eder.

İşte o daim onlara denecek en hafifi cümledir “Emek hırsızları” diye.

Bunu her yerde görebilirsiniz, Askerde, iş yerinde patronun gözüne girmek için her şarlatanlığı yapanlarda, birde günümüzde en belirgini siyasi hayatta.

Her daim bu emek hırsızları seçim zamanı meydana çıkarlar ve amaçlarına ulaşmak için her parendeyi atarlar.

siyasi partilerde seçim dönemi hariç çalışmalar çok önemlidir ve o çalışmalar sırasında eğer muhalif partiysen protesto mekanizması çok öndedir.

bazen emniyet kuvvetleri bu protestolar sırasında “allah ne verdiyese ağız, burun dağıttıklarında amacın halk için bir şeylere bedel ödemektir”.

Aradaki beş yıllık seçim aralığında sen her daim her özveriyi göterirsin, bir kurnaz gelir aynı gün partide bir yerelere aday olur.

İşte, bunlara ben Emek hırsızları diyorum.

Kimmiş bunlar derseniz, işin tadı kaçar, bakın etrafınıza, hak etmeden ilçe Başkanı olanlar, hak etmeden vekil olanlar, hak etmeden Meclis üyesi olanlar.

Şimdi soru şu,

Hak nedir siyasi hayatta?

önemli olan, amaç değilmi diye bir soru gelebilir, belki ilk bakışta öyle olabilir, ama…bir diğer siyasetcinin hakkını yemek emek hırsızlığı değilmi.

Birde parayla bir yerlere gelenler var, onlardan miden bulanmazsa seninde bir şekilde onlar gibi meyilin var demektir.

Siyaset son zamanlarda çok irtifa kaybediyor, birde neden oyumuz düşüyor diyede danışma kurulları düzenliyorlar siyasi partiler.

Bakın şimdi Yerele seçimlere 5.5 ay gibi bir süre var, CHP’de yönetime girecem, yada ilçe Başkanı olacam diye kıyamet kopmuştu. Şimdi, ne kadar yönetici, ne kadar ilçe Başkanı varsa istifa etmiş, başka mevkilere kapak atacaklarmış.

siyasette elbetteki herkesin bir amacı var yükselmek, hayatta böyle değilmi?

ama… yükselmek dedim, her yükseliş bir itibar değilmi?

Bakın şimdi,

Bir ilçe Başkanı, Başkanlıktan istifa edip Meclis üyesi olacakmış!…

Aslında talip olduğu meclis üyeliğinin gurup Başkanıdır kendisi, acaba aradaki konu olan meclis üyelerinin aldığı bin beş yüz TL’mi?

Şimdi aklınıza şu soru gelsin, Meclis üyeliği Bir Parti ilçe Başkanlığından dahamı itibarlı?

Demek öyle düşünüyor Arkadaş, ama… bu gibilerde kendilerinin emek hırsızları, “Attan inip, Merkebe “binmek” gibi bir şey.

Bir örnek daha,

Eski bir siyasetci bir dönem önce kaybettiği seçim sonrası sarhoş televizyonlara çıkıp ahkam kesmişti, partisi disipline vermişti, aradan geçen beş sene, ne gören oldu, ne haber olan oldu, birden geçen partinin toplantısında belirmezmi, hayırdır Başkan, burada ne yapıyon? dediğimde, “sen sonuca bak, sonuca” derken sanırım parasına güveniyor.

Dedim ya;

Hırsızlık sadece bir şeyleri aşırmak değil, insanların emeğinin karşılığını alamadan bir başkasıda o Emek üzerinden yarar sağlıyorsa, ben böyle Dünya’nın neresine edeyim diye Arabesk takılırsın.