Erken belirti vermeyen ve kadınlara oranla erkeklerde daha sık görülen yemek borusu yani özofagus kanseri çevresel faktörler ve beslenme alışkanlıkları sonucu oluşuyor.Genel Cerrahi ve Gastroenteroloji Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ufuk Arslan konu hakkında önemli bilgiler verdi.
Yemek borusu yiyecek ve içecekleri boğazdan mideye taşıyan içi boş tüp şeklinde bir organdır.Yemek borusu ağız boşluğunun sonundan başlayarak göğüs kafesi içinde soluk borusunun arkasında devam eder ve karında mide başlangıcında diyafram düzeyinde sonlanır. Kişi yuttuğu zaman, yemek borusu kas tabakaları kasılarak yiyecekleri mide içine doğru iter. Erişkinlerde yemek borusu yaklaşık 25 cm kadardır. Yemek borusu kanseri yöresel beslenme alışkanlıklarına göre coğrafi dağılım farkı en yüksek olan kanserlerden birisidir.Ülkemizde yemek borusu kanserine doğu illerinde daha fazla rastlanmaktadır.
Yemek Borusu Kanseri Risk Faktörleri Nelerdir ?
Yemek borusu kanserlerinde genetik yatkınlıktan çok çevresel faktörler ve beslenme alışkanlığı sorumludur. Besinlerin uygun hijyenik ortamda saklanmaması, uzun sürede tüketilmesi, uygunsuz katkı maddeleri, tütsülenmiş et, çiğ gıdalar ve konserve besinlerdeki nitrozaminler kansere zemin hazırlar. Ağız sağlığı bozuk olanlarda besinlerin az çiğnenmesi, çok sıcak içecekler, mineral eksiklikleri (çinko vb.), tütün ve sigara kullanımı, radyasyona maruz kalma diğer etkenlerdir.Orta yaş ve ileri yaşlarda daha sıklıkla rastlanır. Özellikle 60 yaşın üzerindeki kişiler daha fazla risk altındadır.Erkeklerde kadınlardan daha fazla görülmektedir.
Evlerde özellikle dikkat edilmesi gereken çamaşır suyu gibi kostik kimyasal maddelerin farklı şişelere konulması sonucu çocuklar yanlışlıkla yakıcı sıvıları içmektedir. Bunun sonucunda yemek borusunda darlıklar oluşmakta ve ileride kanser gelişebilmektedir. Bunun yanı sıra uzun süreli sıcak içecek içen kişilerde risk daha fazladır.
Yemek borusu kanseri belirtileri şunlardır;Kilo kaybı, yutma güçlüğü ve yemek yerken takılma hissidir. Sağlık kuruluşlarına başvurmadan yaklaşık 6 ay önce başlayan yemek yerken ağrılı bir yutma ve takılma hissi oluşur. Karında üst bölgede yemeklerin geriye kaçma duygusu ve ağrı şikayeti olur. Ağrı sırtta kürek kemikleri arasında veya göğüs kemiğinin arkasında olup boğaza doğru vurabilir. Kilo kaybı çok belirgin olabilir. Bazen de boyunda lenf bezleri ele gelebilir. Kemik ağrıları, halsizlik, kuru öksürük ve ses kısıklığı daha az sıklıkla görülen diğer belirtilerdir.
Tanısı nasıl konulur ?
Endoskopi denilen optik ışıklı kameralarla özefagus incelenir ve patolojik tanı için parça (biyopsi) alınır. Özefagusun içinden etraf dokulara yapışıklık araştırması için endosonografi denilen ultrason tetkiki yapılır. Hastaya bilgisayarlı tomografi (BT), magnetik rezonans (MR), pozitron emisyon tomografisi (PET) denilen ileri görüntüleme tetkikleri gerekirse istenir. Bazı kanserlerde olduğu gibi kanda bakılan tümör belirleyicileri ve tarama programları yoktur.
Tedavisi nedir ?
Doç. Dr. Ufuk Arslan,”Tedavi hastanın genel durumuna, tümörün yaygınlığına, yerleşimine ve büyüklüğüne bağlıdır. Hastalar sıklıkla sindirim sistemi cerrahı, medikal ve radyasyon onkoloğu gibi uzmanlaşmış bir grup tarafından tedavi edilirler.”dedi.